İsrail ordusunun, Gazze'ye büyük bir saldırı hareketi başlattığı bildirildi.



İsrail ordusunun, Gazze'ye büyük bir saldırı hareketi başlattığı bildirildi.

Filistin güvenlik kaynakları, İsrail ordusunun bugün erken saatlerden itibaren Gazze'ye geniş kapsamlı bir operasyon düzenlediğini bildirdi. İsrail birliklerinin Gazze'nin merkezine ve Deir el-Ballah mülteci kampına girdikleri ve 100 metre kadar ilerledikleri açıklandı.

İsrail ordusunun ilerleyişi sırasında Filistinliler ile İsrail askerleri arasında zaman zaman çatışma çıktığı belirtilirken olaylarda 1 Filistin polisinin yaralandığı ifade edildi.

İsrail, rehin askerini kurtarmak için 25 Haziran'dan beri Filistin topraklarına düzenlediği saldırılarda şu ana kadar onlarca kişiyi öldürdü ve yaraladı.
YURTSEVER BİRLİK HAREKETİ KURULTAYINDA RASIH KESKİNER'İN YAPTIĞI KONUŞMADIR


Sn. DİVAN BAŞKANI

Değerli Konuklar, basın mensupları ve Yurtsever Birlik Hareketi’nin değerli üyeleri,

Kurultayımızın gerek Kıbrıs’ta gerekse dünyada sürdürülen barış ve kardeşlik mücadelelerine önemli katkıda bulunması inancıyle, hepinizi saygı ve sevgi ile selamlarım.

Değerli arkadaşlarım,
Bugün, bu ülkedeki Rejime karşı olan düşüncenin siyasal bir çatı altında örgütlenişinin onuncu yılı. Ve yine bugün bu örgütlü düşüncenin mücadele süreci içerisinde kurultayının beşinci olağan toplantısı. İnanıyorum ki Kurultay sonuçları içinde bulunduğumuz son derece önemli yakın günlerdeki gelişmelere ışık tutacak, katkıda bulunacaktır.

Değerli arkadaşlarım,
Egemen güçler, kendi çıkarları için, bu adanın bölünmesi için ne gerekiyorsa yaptılar. Ondan sonra yaratılan olağanüstü koşullarda, Kıbrıs Türk Toplumunun kendi kendini yönetememesi kendi iradesine sahip olamaması için tedbirleri de peşpeşine aldılar. Egemen güçler, bir taraftan Kıbrıs Türk Toplumunun eritilmesi yönünde tedbirlerini peyder pey sürdürürken, dünya kamuoyuna da herşeyin normal olduğunu göstermek için bir vitrin yarattılar. Ve bu vitrine ne tür süs gerekirse hepsini koymayı da ihmal etmediler.
Kendi istekleri dışında hiçbirşeyin gelişmesine ve oluşmasına müsade etmediler. İstedikleri zaman hükümet kurdurmadılar, istedikleri zaman istediklerine hükümet kurdurdular. İstedikleri zaman seçim yaptırdılar, seçimin de istedikleri gibi sonuçlanması için gerekli her türlü tedbiri aldılar.
Statükodan yarar sağlayanlar buna ses çıkarmadılar, onlar da bundan yararlanmanın yolunu aradılar. Ülkenin önemli tüm konularının hallini Ankara’nın devralmasına razı oldular, ve ülkenin kaynaklarını eş-dosta, partililerine dağıtmanın keyfini sürdürmeye başladılar.
Statükodan memnun olmayanlar, bu gidişe dur demenin zorunlu olduğunu ve mücadele etmenin kaçınılmaz olduğuna inananlar da diğer yandan seslerini yükselttiler. İşte bu süreç içerisinde rejime karşı yıllarca mücadele veren bir grup yurtsever Yeni Kıbrıs Partisinde örgütlendi ve daha o gün tüm yurtseverleri:
Kıbrıs sorununda ivedi federal bir çözüm için mücadele vermek
Kıbrıs sorununun çözümünü olumsuz yönde etkileyen ve Kıbrıs Türk Toplumunun azınlığa düşmesine neden olarak Türkiye’den nüfus aktarılmasına karşı çıkmak.
Kıbrıs’ta sürekli bir barış ve eksiksiz bir demokrasi için mücadele etmek.
Toprak konusunda bir sıfırlamayı reddetmek.
Tüm ada üzerinde haklarımızın olduğunu savunmak ve tüm adanın askersizleştirilmesi için mücadele etmek.
Türkiye’nin her alana yaptığı müdahalelere karşı mücadele etmek.
Ana ilkeleri doğrultusunda katkı koymaya, mücadele etmeye çağırdı.
Daha kuruluşunun ilk günü T.C. dışişlerinin TRT’den açık saldırısı ile karşılaşan parti pek çok baskı, tehdit ve zorluklar içerisinde mücadelesini sürdürerek, bu ülkede konuşulması tabu olan pek çok şeyin yıkılmasını gerçekleştirdi.
Süreç içerisinde, yurtseverlerin birliğini sağlama yönünde adımlar attı ve geçtiğimiz yıldan itibaren mücadelesini Yurtsever Birlik Hareketi olarak sürdürmektedir.
Geçen bunca yıl içinde, büyük zorluklar vardır. Büyük fedekarlıklar, özveriler vardır. Yine geçen bu on yıl içinde, inanç vardır, kararlılık vardır, net ve açık politikaların dile getirilmesi ile rejime karşı mücadele vardır.
Yurtsever Birlik Hareketi, kuruluşunda belirlenen ana ilkeleri çerçevesinde ,inatla bu ülkenin gerçeklerini konuşmaktadır. Yurtsever Birlik Hareketi oy kaygusu ile renkten renge, şekilden şekile bürünmemiş, ak’a ak, kara’ya kara demesini bilmiştir. Göstermelik vitrinin süsü olmak için değil, bu vitrini kırmak parçalamak değiştirmek için mücadele etmiştir, ve etmektedir ve edecektir.

Değerli arkadaşlarım,

Hareketin dünü ve bugününde hep övünülecek mücadelemiz vardır. Pek çok tespitlerimiz doğru çıkmıştır ve doğru çıkmaktadır. Tespitlerimizin doğru çıkmasının gururunu yaşarken, toplumumuzun kendi gözlerimizin önünde eriyip gitmesi, ülkemizdeki tüm kaynakların yok edilmesi bizi üzmektedir.
Yurtsever Birlik Hareketi’nin bundan sonraki mücadelesi de, elbette ki, daha da yükselerek aynı doğrultuda ileriye taşınacaktır.
Bugün Kıbrıs Türk Toplumu olarak büyük sıkıntılar içerisinde bulunmaktayız. Her ne kadar ülkenin içinde bulunduğu durumu güllük gülistanlık göstermeye çalışsa da, bunu hergün yaşayan toplumun tüm kesimleri hissetmektedir.
Toplum bilinçli olarak bağımlı hale getirilerek her alanda geriletilmiştir. Toplum, topraktan dolayısıyle üretimden koparıldı. Üretimden koparılan insan daha rahat yönetilir. Toplumun iradesine, kimliğine, kültür yapısına, her şeyine ama her şeyine müdahaleler yapılmaktadır.
Bugün, yıllarca belirlenen politikalarla, TC yetkilileri ile imzalanan protokollerle her alanın geriletilmesi, sektörlerin bir bir iflası gerçekleştirilmiştir.
Tarım, hayvancılık, narenciye yok edildi. Orman alanları, karakteristik harup, zeytin ağaçları yok edildi. Tarihi eserler, eski eserler tahrip edildi. Dağlar delik deşik edildi. Sanayi, küçük esnaf hepsi iflas bayrağını çekti. Yolları bir gün hayvancılar sütle, bir gün içki üreticileri raki ile sulamakta.
Kısacası 1974’den sonra Kuzeyden esen rüzgarlar Kıbrıslının her birini bir yerlere fırlattı attı. Gelen Türk giden Türk anlayışı, bu ülkenin kalifiye elemanlarını göç ettirdi.
Her alanda imzalanan protokoller, her alanın sonunu hazırladı. Her alandaki protokolleri ortaklık konseyi izledi entegrasyon süreci hızlandırıldı.
Ortaklıklarda iki taraf olur. Ama her ne biçim ortaklık ise bu ortaklıkta, ikinci taraf hiç yok. Bir ortak emreder, diğeri uyar ve bu oluşumun faturası hep Kıbrıs Türk Toplumuna ve de en çok emekçi insanlara çıkar.
Kıbrıs Türk Toplumunun özelliklerini yansıtan birşeyler kalmışsa geride, onu da bu son hükümet vasıtasiyle halledecekler.
Peki neden bütün bu sorunlar yaşanmaktadır. En başta elbette ki Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü nedeniyle. Bunun yanında, Kıbrıs Türk Toplumunun hiç bir önemli konuda söz söyleme hakkının olmayışı. Bu iki husus toplumun elini ayağını bağlamıştır.
Bu gidişi durdurmanın yolu Kıbrıs sorununun çözümüne katkı koymaktan geçer. Bu küçük adanın federal bir çatı altında yeniden bütünleştirilmesi için mücadele sürdürmektir.
Yurtsever Birlik Hareketi, bütün temel sorunlarımızın hallinin temelinde Kıbrıs sorununun yattığını, onun için bu sorunun çözümünü mücadele alanının en başına oturtmuştur. Kıbrıs sorunu federal bir andlaşmaya bağlanmadan, bu ülkedeki sorunların bitmesi mümkün değildir. Çünkü egemen çevrelerin ve statükodan yararları olanların müdahaleleri sürecektir. Entegrasyon daha da derinleşecek. İnsanımızın dünya ile olan soyutlanmışlığı sona ermeyecek, Demokrasi, hukuku üstünlüğü gerçekleşemeyecektir.
Yurtsever Birlik Hareketi’nin, sadece Kıbrıs sorunu ile ilgilendiğini başka hiç birşeyle ilgilenmediği, başka hiçbir konuda politika üretmediği yolunda kamuoyunda yaratılan anlayış hiç de doğru değildir.

Yurtsever Birlik Hareketi bugüne kadar ileriye doğru yaptığı tespitlerin gerçekleşmesi ile gurur duymaktadır.
Daha 1990 seçimlerinde o günkü adıyla AT üyeliğinin Kıbrıs’ın kaçınılmaz bir zorunluluğu olduğunu söylerken, bazıları bunlara gülüp geçiyordu, ama aradan 5 yıl geçtikten sonraki seçimlerde AB tüm siyasi partilerin seçim malzemesini oluşturdu.
Yine yıllar önce, daha 1990 seçimlerinde, bu ülkenin uzun sınırlarının bekçiliğinin, gençliğin omuzlarına yüklenemeyeceğini, dolayısıyle askerliğin profesyonel olmasını savundu. Aradan yıllar geçti ve dokuz sene sonra, yine bizim dışımızdaki partilerin tümü ancak şimdi askerliğin profesyonel olmasını söylemeye başladı.
Sadece bu iki örnek Yurtsever Birlik Hareketi’nin ileriye dönük politikalarının doğruluğunu göstermesi açısından yeterlidir sanırım.
Yurtsever Birlik Hareketi’nin, bu ülkenin her sektörü için alınmış kararları, hazırlanmış raporları vardır. 1990 yılından beri, AB ile ilgili sayısız değerlendirme ve raporlar vardır.

Kıbrıs Sorununun çözümünün yalnız Kıbrıslıların değil, Türkiye ve Yunanistan halklarının, bölge ve dünya barışının çıkarına olduğuna inanmaktadır. Kıbrıs sorunu göstermiştir ki, uzlaşmazlık, adamıza silah yığmak ve dolayısıyle gerek bölge gerekse dünya barışını tehdit etmek demektir.
Bugün, gelinen son noktada, bir andlaşmaya varılma olasılığı en yüksek olan bir durumdayız. Ortam müsaittir. Dünya halkları, kendi çıkarlarını savaşsız bir şekilde halletmeye özen göstermektedirler. ABD Ortadoğu’daki çıkarları açısından bölge sorunlarının hallini istemektedir. Türkiye’de geçen günlerde toplanan AGİT’in sonuç bildirgesi ve Hazar Petrolünü Ortadoğu’ya indirilme andlaşması nedeniyle Kıbrıs ve Kıbrıs sorununun çözümü daha da önem kazanmıştır. Akdeniz’e inen petrolün Güneyden garanti edilmesi ancak Kıbrıs’ta federal bir andlaşma ve AB üyeliği ile sağlanacağı gün gibi ortadadır.
Bu gelişmeler yanında, bilhassa Yunanistan’ın Türkiye ile olan yakınlaşması da Kıbrıs sorununu çözümüne önemli katkı yapacaktır. Bundan yararlanmak gerekmektedir. Her ne kadar, yönetimler bu gidişten-düşmansız kalırız; endişesi ile memnun değilse de iki ülkenin halkları, barış ve kardeşlik için önemli adımlar atmaktadırlar.
Bu gelişmeler ışığında, bir hafta sonra New-York’ta taraflar buluşacaklar. 40 yıldır, takip ettikleri davayı sonuçlandırmak istemeseler de, şimdi tıpış tıpış gidiyorlar.
Şu anda dünyadaki gelişmeler daha hızlı gelişiyor. Bu çerçevede, gitmem gidemem yok artık. Gidecek ve gidecekler. Şart koymak da yok. Şartsız oturup görüşecekler.
İsteseler de istemeseler de görüşecekler. Aslında masada görüşecekleri çok şey var. Yıllarca sürdürülen çalışmalar sonucunda BM belgeleri, Gali Fikirler Dizisi, Güven Yaratıcı Önlemler Paketi ve benzeri dökümanlar ortadadır.
Yurtsever Birlik Hareketi, görüşmelerin önşartsız başlamasından ve sonuç alınıncaya kadar da sürdürülmesinden yanadır ve bir hafta sonra başlayacak görüşmelere her türlü katkıyı koymaya hazırdır.

Sayın arkadaşlar,
Yurtsever Birlik Hareketi , statükoya karşı mücadele verirken, bugünkü durumdan en fazla etkilenen kesimlerin başında gençliğin geldiğini ve bu durumun, Kıbrıs Türk Toplumunun geleceği açısından endişe verici olduğunu söylemektedir.
Gençlik her toplumun geleceğidir, topluma dinamizm kazandırır. Bu nedenle çağdaş toplumlar gençliğe önem vermekte, onları çağa uygun olarak yetiştirmek için ne gerekiyorsa esirgememektedir.
Bugün gençliğimiz öncelikle eğitim sorunları ile boğuşmaktadır. Çağa uygun eğitim yerine, çağdışı TC eğitim sisteminin şoven duyguları ile eğitilmektedir. Devlet elindeki iletişim araçları ile devamlı düşmanlık, kin ve nefret aşılamaktadır. Dünya insanlığının barışmaya gittiği halkların kardeşliğinin esas olduğu önümüzdeki çağda, gençliğin çağdışı eğitimi büyük bir sorundur.
Gençlik, en verimli çağında askere alınmakta, üretim özellikleri yok edilmektedir. Ondan sonra da boşluğa işsizliğe terkedilmektedir. Bu gençliğin göçünü hazırlamıştır. Bir kısım gençler askerlik nedeniyle, bir kısmı da işsizlik nedeniyle göç etmektedir. Bu durum, toplumun geleceği açısından son derece tehlikeli bir durumdur.
Gençliğin sorunlarından rahatsız olmayan çevreler vardır, ve olacaktır. Hatta gençliğin sorunları yoktur, biz onlara arsa, konut ve parti rozetine göre iş de veriyoruz diyebilirler. Ama sonuçlar ortadadır.
Comar’ın anket sonuçları ortadadır. Pek çok konuda sonuçlar iç açıcı değildir. Ama en önemlisi gençliğin siyasete olan ilgisizliğidir. Bu demektir ki siyaset yaşlı kuşakların elinde kalacaktır. Biz şimdi şikayet ediyoruz; 40 yıldır toplumun başında bulunanların artık gitmesi gereğini savunuyoruz. Yaşlı kuşağın çoğu geçmişte yaşamaya mahkumdur. Özellikle geri kalmış çağdışı ülkelerde bu hep böyledir. Politikaya dinamizm getirecek gençliğin üçte birinin siyaseti hiçbir zaman karışılmaması gereken bir alan olarak görmesi; yüzde 41’ünü siyesti katkıda bulunulmaması gereken bir uğraş olarak nitelemesi; gençlerin %7’sinin siyaset konuşmasının ve ancak ileride %8’inin siyaset yapmayı düşünmesi korkunç bir olaydır.
Sonuçlar iyi değil. Toplumun geleceği olan gençlerin bu durumda olması onların suçu değildir. Rejim tedbirlerini adı. Her sektörü, her alanı kuruttuğu gibi, ileride kendisine en büyük sorun yaratacak gençliğin geleceğini de kurutmaya çalışmaktadır..
Yurtsever Birlik Hareketi, gençliğin çağa uygun barışı isteyen, dünya ile barışık, tüm insanlığın kardeşliğine inanan nesiller olarak yetiştirilmesini savunmaktadır. İnsan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğüne bağlı, yetiştirilmesini savunmaktadır.
Gençliğin önemli sorunu olan askerliğin tamamen profesyonel olmasını ve bunun harcamaların da devlet bütçesinden karşılanmasını savunmaktadır. Yurtsever Birlik Hareketi, savaşlar dolayısıyle her türlü silahlanmaya karşıdır. Silahlanmaya ayrılacak harcamaların, insanın daha mutlu yaşamı için üretime ve yatırımlara harcanmalıdır.
Kıbrıs sorununun çözümü, pek çok sorunun halli yanında gençliğin önemli sorunlarının da çaresi demektir. Federal bir andlaşma ve ardından AB üyeliği ile daha demokratik bir ortam sağlanması ile iş olanaklarının artması, askerliğin ortadan kalkması, ortamın AB normlarına göre düzenlenme zorunluluğu, yurt dışında bulunan ve hemen her alanda uzmanlaşmış gençlerin kendi yurtlarına dönmesini ve kendi ülkesi yanında tüm dünya insanlığı için üretmesi ve insanlığın daha mutlu bir gelecek için uğraş vermesi mümkün olacaktır.
Anlaşma ile, yeni iş olanakları nedeniye yurt dışında olan gençlerin ülkeye dönmesini sağlayacaktır.
Yurtsever Birlik Hareketi, gençliğe ve gençliğin geleceğine büyük önem vermektedir. Gençliğin politikaya katılmasını, politikada aktif bir duruma gelmesinin önemine inanır ve gençliği bu yönde teşvik etmektedir. Gençlere buradan da çağrı yapıyorum. Geliniz, Yurtsever Birlik Hareketi’nin her kurulu, her makamı sizlere açıktır. Geliniz görev alınız ve yetişiniz, kendinizi yetiştiriniz, çünkü bu ülkenin tıkanan politika alanının; doğru, açık ve net tavırları olan, çağdaş, insanı, insanlığı seven, kin ve nefret duyguları ile dolu olmayan genç politikacılara ihtiyacı vardır. Yurtsever Birlik Hareketi, gençlerin kendilerini ileriye, çağdaş dünyaya hazırlamaları için gereken her türlü katkıyı alabileceği, çalışmayı yapabileceği, tartışabileceği, üretim yapabileceği bir örgüttür. Gelin bu örgütü gençleştirelim.
Geçtiğimiz aylarda, Almanya’da düzenlenen ve Türk-Rum-Alman Sosyal Demokrat Parti gençlerinin biraraya geldikleri bir toplantıya katıldık. SPD Gençlik Kolları başkanı yaptığı konuşmada, SPD gençlerinin sosyalizmi benimsediklerini; SPD’nin şu anda tutucu bir politika izlediğini ve SPD’nin bu yapısını değiştirmek için mücadele ettiklerini açık açık konuştu. “Belki görüşlerimiz SDP yönetimi ile uymuyor, ama en iyi çalışma ortamını burada buluyoruz” diyorlardı.
Yurtsever Birlik Hareketi, bu ülkede, parti içinde kanatlara yer veren tek partidir. Kanatlar parti içinde tartışabilir, yayın organları ile seslerini duyurabilirler. Partinin, daha ileriye doğru götürülmesi yönünde çalışma yapabilir. İşte gençler gelin, bu olanakları kullanın, gerek parti içinde, gerekse ülke politikasında etkin olun diyoruz.

Değerli arkadaşlar,
Bu ülkede yarattıkları vitrinin süslerinden birisi de hiç kuşkusuz zaman zaman yapılan veya yaptırılan seçimlerdir. Nüfusu belli olmayan, seçmen sayısı belli olmayan bir ülkede seçimler yapılıyor. Türk toplumunun nüfusunun beş katı yurttaşlık dağıttılar. Bunun bir kısmı burda, önemli bir kısmı Türkiyededir. İstedikleri zaman istedikleri kadar getirirler ve herhangi bir seçimin kaderini etkilerler.
Hemen hemen her seçime içten ve dıştan müdahaleler yapılmaktadır. Egemen güçler devlet olanaklarını yurttaşlara karşı birer baskı aracı olarak yıllardır kullanmaktadır. Bırakın ülkedeki iletişim araçlarının tek yanlı propagandalarını bilhassa seçim zamanı Türkiyedeki hemen hemen tüm televizyon ve basın yayın organları açık tavırlarla seçimlere taraf olmakta, müdahaleler yapmaktadırlar.
Devlet bütçesindeki TC yardımları seçim zamanı artar; ve bütçeden Cumhurbaşkanlığına, başbakanlığa vs’ye ayrılan ödenekler artar. Bu yıl olduğu gibi Cumhurbaşkannına 220 milyar da örtülü ödenek ayrıldı. Ne demek örtülü ödenek. Belli ki seçimde dağıtması için ayrılmıştır. Ama hiç kimseden ses çıkmamaktadır. Ülke koşulları bir seçimin demokratik olmasına müsait değil. Peki bu koşulları asgariye indirgemek mümkün değil mi? Elbette mümkündür. Örgütlerin, siyasi partilerin kararlı bir sektör biraz önce söylediğim olumsuzlukların üzerine yürümesi gerekmektedir. Birlikte hareket, rejimi geriletir. Ama tüm uğraşlarımıza rağmen bunu başaramadık.
Şimdi önümüzde yine bir seçim var. Gelecek nisan ayında bu ülkede seçime karar verenlerin bir değişik düşünceleri olmazsa, bu kez Cumhurbaşkanlığı için seçim olacak. Egemenler adaylarını belirlemişler ve kampanyayı çoktan başlatmışlardır. Andlaşma istemeyen, Kıbrıs Türk Toplumunun kendi ülkesinde azınlığa düşmesinden rahatsız olmayanlar, kendilerine zorluk çıkarmayacak, gel dediği zaman gelecek, git dediği zaman gidecek birisinde tercihini belirleyecek ve atamasını da ona göre yapacaklar.
Yurtsever Birlik Hareketi, Kıbrıs Türk Toplumunun, egemenlerin belirlediği adaylara mahkum olmadığını uzlaşmaz, entegrasyoncu ve barış karşıtlarına karşı yurtseverlerin de ortak bir adayla bu seçim platforumunu kullanması için, nerede ise bir yıldır uğraş vermektedir.
Genelde Yurtsever bir temelde, bu ülkede andlaşma, barışı isteyenlerin, entegrasyona karşı olanların ve Kıbrıs Türk Toplumunun varlığı için mücadelede kararlı olanların birlikte hareketini sağlamak için çok çalıştı. Yapılan tespitlere hemen hemen pek çoğu katılmakta, birlikte herekete pek çoğu inandığını söylemekte, ama ne acıdır ki, bu çalışmalar ileriye götürülememektedir. Gözlemlerimiz odur ki, herşey güzel de, iş rejimle kavga etmeye gelince beklenen istek gösterilememektedir. Herkes andlaşma ister görünür, herkes entegrasyona karşı görünür, ancak bu hususları detaylandırdığımız zaman görünen o ki başka şeyler murad edilmektedir.
Bütün bunlara rağmen, bu ülkede andlaşma istediğini söyleyen TKP ve CTP ile demokratik kitle örgütleri ile, genelde yurtsever birlik arayışlarını sürdürüyoruz. Özelde ise iş gelip gelecek yıl yapılıp yapılmayacağı belli olmayan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ve adaylığına dayandı.
Bu konuda Yurtsever Birlik Hareketi, hep önce ilkeler belirlensin, taraflar onun üzerinde anlaşsınlar, ve o ilkelere uygun adaylar saptansın üzerinde ısrar etti ve ilkeler üzerinde andlaşma sağlanmadan adaylar üzerinde durmadı. Süreç içerisinde TKP’nin bu işte olmayacağı anlaşıldı ve arayışlara CTP ile devam edildi. Yurtsever Birlik Hareketi, Federasyonu, savunma, entegrasyona karşı olma, Kıbrıs Türk Toplumunun varlığını savunma ana ilkelerinde hemfikir olmak için, dayanışma yapacağı örgütlerin ne düşündüğünü bilmeliydi ve bu ana başlıkları detaylarındırdı ve bu hususta ne düşündüklerini gördü.
Ana ilkeler

Kıbrıs’ta barış, demokrasi ve federal andlaşmadan yana olmak

Barış karşı tarafın isteklerini takdir ile olasıdır. Kıbrıslı Rumlar’ın hak ve çıkarlarını dikkate almayı kabul eder.
Uluslararası hukuk insanlığın büyük güvencesidir, demokrasi istemleri buna bağlıdır, Kıbrıs sorunu ona uygun olarak çözümlenmelidir.
Taraflar andlaşma ve uzlaşmalarına bağlı olduklarını unutmamalı ve o çerçeve içinde hareketi kabul edip sorunları çözmelidir.
Federal çözüm taraflarca kabul edilmiştir, vazgeçilmez.
Demokrasi hukuk devletsiz işlemez, çözüm şeklinde demokrasiye aykırı, meclisleri etkin olmayan bir haldeki model, chech and balance kuralları eklenerek düzeltilmelidir.
İki toplumluluk, iki lidere teslim edilmemelidir.
Beyin yıkama yasaklanmalı, yarı resmi örgütlere yardım kesilmelidir.
Devlet taraf tutamaz, yasaklanmalıdır.

Kıbrıs Türk Varlığını savunmak

KT toplumu kendi işlerine sahip çıkmalı,
Kıbrıs sorunu KT toplumunun sorunudur, politika saptamada baş rol oynamalıdır.
Bugünkü tıkanıklık durumunun aşılması için federal çözüm öngören uzlaşmalara bağlılık açıklanmalı;
Ann Hercus’la GYÖ Paketi görüşmelerini tamamlamalı
Kayıp şahısları ilan edip Rum tarafından karşılık istemeli
K.Cumhuriyeti belgelerini uygun şekilde kullanmayı kabul etmeli.
Kıbrıs’ın iki toplumundan biri olmaktan gocunmamalı, yararlanılmalı
Kıbrıs’ta eğitimden gümrüğe bağımsız politika uygulamalı, TC-KKTC protokolları iptal edilmelidir.

Kıbrıs’ın Türkiye entegrasyonuna karşı olmak

Kıbrıs’ın Türkiye’ye entegrasyonu her bakımdan yıkıcıdır. Ekonomi mahvolmakta, kültür yozlaşmakta, göç olmakta ve nüfus yapısı değişmektedir.
Entegrasyon Kıbrıs sorununda hiçbir işe yaramadı, yaramayacak. Zaten Türkiye’nin elindeki bölge olarak kabul edilir. Avrupalı İnsan Hakları Mahkemesi, Subodinate local administraten of Turkey diye tanımladı.
Entegrasyon, Kıbrıs sorununu çözülemez hale getireceği için Türkiye ile Güney’i karşı karşıya getirir ve dünya o çerçevede çözüm dayatmaya başlar.
TC-KKTC protokolları, iptal edilip bağımsız bir politika saptamak şarttır.
TC’li yetkililerle, KİT ortaklıklarıyla doğrudan muhatap olup ellerinden kurtulunmalıdır.
Ortaklık Konseyi iptal edilmelidir. Tek taraflı olduğu açıktır. Kimseyi kandıramazlar.

Yurtsever Birlik Hareketi bu ana ilkeler doğrultusunda bir mücadelenin verilmesini, daha açık bir tavırla, mücadelenin Rejime karşı bir platforum oluşturulması anlayışı ile, hareket etti ve bu kavgayı verebilecek adaylarını saptadı.
Bilindiği gibi, çok iyi anayasalar olabilir. Ama uygulayıcılar kötü niyetli ise o anayasa hayat bulmaz o iyi anayasaların hayat bulması için uygulayıcıların istekli ve kararlı olması gereklidir.
Burada da durum aynıdır. Pek çok örgüt ve kişi için ilkelerin önemli olmadığı bu ülkede, böyle bir mücadeleyi sürdürecek adayın önemi ortaya çıkmaktadır. Biraz önce açılımını da yaptığım ilkelerin hepsinde anlaşırsınız, ama eğer adayınız bunları savunacak kararlılıkta, birikiminde ve rejime karşı açık tavır sergilemek niyetinde değilse, bu mücadelenin hiç bir anlamı olmaz.
Biz, her seçimde olduğu gibi, egemen güçlerin adayları karaşısında, onlara gerçek anlamda muhalefet yapacak olmalıyız. Uzlaşmaz, andlaşmaz, entegrasyoncu ve barış karşıtı güçler karşısında, andlaşma, uzlaşma ve barış için inançlı ve kararlı olmalı, entegrasyona karşı açık tavır koyan, ve Kıbrıs Türk Toplumunun kendi ülkesinde söz sahibi olması için tereddütümüz olmamalıdır. Bazılarına şirin görünmek veya, sağdan da oy almak için politikalarımız sulandırılmamalı. Ve bizim adayımız masaya oturduğu zaman Rejimin rahatsız olması kaaçınılmazdır. Ve seçim sonrası da bu tavır ortaya çıkmalıdır. Bir kez daha “geçmişteki gibi” aramızda nüans farkı vardı. Veya yüzde 98 kazandı gibi olayları yaşamak istemiyoruz.
Sonuç olarak, biz, belirlenen ana ilkeler doğrultusunda rejimle mücadele etmekte kararlıyız. Dolayısıyle bu mücadelede Adayımızın veya destek vereceğimiz adayın da rejimlele mücadelede kararlı olmasında ısrarlıyız. Bu çerçevede, bu mücadeleye katılacak her kişi ve her örgütle dayanışmaya, birlikte harekete varız.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım,

İçinde yaşadığımız yıllar insanlık ayıpları ile doludur. Güçlünün gücsüzü ezdiği, emekçilerin sömürünün acımasız çarkları oranında sömürüldüğü, emperyalizmin uluslararası tekellerin dünyaya sahip olmaya çalıştığı, etnik çatışmaların, milliyetçilik ve fanatizmin sonucu kanlı savaşların yaşandığı yıllar oldu. Silah tekellerinin yarattığı ortam, dünya servetlerinin insanlığın mutluluğuna harcanmasını engellemiştir. Dünya nüfusunun üçte biri açlıkla boğuşmaktadır. İnsan hakları ihlalleri korkunç boyutlara ulaşmıştır.
Aşırı kar hırsı, doğanın dengesinin bozulmasını ve çeşitli çevre sorunlarının yaşanmasına neden oldu. 1900’lü yıllar insanın geleceğe bıraktığı pek çok kötü mirasla doludur.
Bir ay sonra yeni bir çağa adım atacağız.
Yurtsever Birlik Hareketi 2000’li yılların dünyada barış ve kardeşliğin hakim olacağı yıllar olmasını beklemektedir. Dünya servetlerinin insanlığın mutluluğu için harcanmasını beklemektedir. İnsanın bağımsız, özgür ve dokunulmaz olmasını; insan haklarının eksiksiz uygulanmasını, hukukun üstünlüğünün egemen olmasını beklemektedir.
2000’li yıllar, doğa ve insanlık yararına gelişmelerin yükseleceği, geçmiş yıllardaki deneyimlerden de dersler çıkararak, Sosyalizmin damgasını vuracağı yıllar olacaktır.
Yurtsever Birlik Hareketi, Kıbrıs’ta federal bir andlaşma ve onun sonunda gerçekleşecek olan AB dünyası içerisindeki ilerici ve Sosyalist güçlerle kuracağı ittifak ve dayanışma ile bu gidişe bu sürece katkıda bulunmayı sürdürecektir.
Yurtsever Birlik Hareketi, insanlığının geleceğinin sosyalizmde olduğunun bilinci ile, emekçi sınıf ve katmanları kucaklayarak, demokratik halk iktidarını kurmayı hedefleyen ve ileriye doğru sürekli değişmeye açık çağdaş sol bir parti olarak; insan ve emeğin daha iyi bir gelecek , daha özgürlükçü bir ortam ve daha adaletli bir düzene ulaşmak için, sürdürülen devrimci dönüşümlerin gerçekleştirilmesi için; ve bölge ve dünya halkları için yöneten-yönetilen; ezilen-ezen çelişkisini yıkmak için ve savaşsız, sömürüsüz bir Kıbırs ve Dünya için mücadele edecek ve bu yöndeki mücadelelere destek verecektir.
2000’li yılların, ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barış ve kardeşliğin egemen olacağı yıllar olması inancı ile hepinize saygılar, sevgiler sunarım. Mücadelemiz sürmektedir, ssürecektir, başarı hepimizin, tüm Kıbrıslıların ve tüm insanlığın olacaktır. Bu güne kadar bu mücadeleye katkı koyan burada bulunan siz değerli üye ve sempatizanlara ve burada olmayan diğer tüm yurtseverleri kutlar, teşekkür ederim.
Tüm yurtseverleri bu onurlu mücadeleye katılmaya destek vermeye katkı koymaya çağırıyorum.

0 yorum: